Ana içeriğe atla

Nitelikli

Klopp - Mourinho karşılasması. | Liverpool - Tottenham Maç Analizi.

  Premier Lig’in 13. Haftasında ligin iki formda takımı karşı karşıya geldi. Uzun zamandır evinde yenilmeyen Liverpool, Tottenham’ı ağırladı. Bu sezon tüm Top-6 maçlarında puan almayı başaran Mourinho’nun bu maçta nasıl tercihler yapacağı ve Klopp’un nasıl karşılık vereceği merak konusuydu. Maçı son dakikada koparmayı başaran son şampiyon Liverpool, bu galibiyetle birlikte liderlik koltuğuna oturmayı başardı. Maçın kısa bir analizini yapalım.   Kadrolar. Ev sahibi Liverpool klasik 4-3-3 dizilişi ile sahaya çıktı.   Jürgen Klopp geçen hafta puan kaybettikleri Fulham maçındaki kadrodan farklı olarak tek değişiklik yaptı. O maçta sakatlanan Matip’in yerine daha önce Liverpool’un Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı maçlarda dikkatimizi çeken Rhys Williams sahaya çıktı. Son zamanlarda çok fazla sakatlıklarla boğuşan takım, formda olan oyuncusu Jota’yı da kaybetti. Jota’nın sakatlığı ile birlikte takım bir süre 4-4-2, 4-2-3-1 dizilişini kullanamayacak gibi duruyor. Tottenham ise sürpriz yaparak

İLKLERİN EV SAHİBİ: İSTANBUL PARK

Formula 1’de 9 yıl aradan sonra gerçekleşen İstanbul Grand Prix'i muazzam olaylara ve sürprizlere ev sahipliği yaptı. Yarışa kısa bir bakış atalım.

 

Yarış öncesi.

Yarış öncesi en büyük beklenti Hamilton’un İstanbul’da şampiyon olacağıydı. Bu sene efsane pilot Schumacher’in hemen hemen tüm rekorlarını ele geçiren İngiliz pilot, şampiyon olursa şampiyonluk sayısını Schumacher’le eşitleyecekti. Fakat İstanbul Park’ta yarışa 1 ay kala asfaltın yenilenmesi dengeleri alt üst etti. Asfaltın yeni olması ve havanın da soğuk olmasıyla beraber pilotlar aracın lastiğini ısıtmakta oldukça zorlandılar. Antrenman turlarından itibaren hemen hemen tüm pilotlar asfalttan şikâyetçiydi. Hatta en çok şikâyet edenlerin arasında Hamilton vardı. Tüm bunları düşündüğümüzde pilotlar açısından oldukça zor, izleyiciler açısından ise çok zevkli bir hafta sonu olacağı belliydi. Benim fikrim Hamilton’un bu sefer birinci olamayacağı yönündeydi. Çünkü pistte en çok zorlananların arasında o vardı.


 

Sıralama Turları.

Sıralama turlarında çok şiddetli bir yağmur vardı. Yeni asfaltla beraber yağmurun yağması pilotlar açısından ekstra bir zorluk oluşturdu. “Yarış kontrol” sıralama turlarını başlattı ama pilotların aracı kontrol etmekte çok zorlandığını gördük. Tüm pilotlar en az bir kere spin attı sanırım. “Yarış kontrol” olaya el attı ve yarışa 45 dakika kadar ara verildi. Q1 de beni şaşırtan Daniil Kvyat’tı. Çünkü Kvyat daha önceki yağmurlu yarışlarda çok iyi işler çıkarmıştı. Bu sefer Q2ye geçemedi ve 17. oldu. Q2 de pist biraz daha kurudu. Pilotlar mor renkli aşırı yağmurlu havada kullanılan lastikten yeşil renkli az yağmurlu havada kullanılan lastiğe geçiş yaptılar. Bununla beraber pilotlar eskisinden daha da hızlanmaya başladı. Q2de beni şaşırtan takımlar Mclaren ve Ferrari oldu. İki takım da antrenmanlarda iyi işler çıkarmıştı ama sıralama turlarında tutunamadılar ve beni yanılttılar. Q2de herkesi şaşırtan sonuç Alfa Romeo takımından geldi. Yaşlı kurt Raikkonen ve İtalyan pilot Giovinazzi oldukça iyi bir iş çıkarttı ve Q2de 5. ve 8. Sıraya yerleşerek ilk 10na girmeyi başardılar. Alfa Romeo takımı böylelikle bu sezon ilk kez Q3 girmeyi başardı. Q3de ilk başta mavi lastikli Verstappen çok iyi sonuçlar aldı ve uzun süre 1.ligi elinde tuttu. Daha sonra pist biraz daha kuruyunca Racing Point takımı yeşil lastiğin çok iyi sonuçlar verdiğini çözdü. Bunun sonucunda Red Bull’dan ilk sırayı aldı. Daha sonra Red Bull’da aynı lastiği denedi ama biraz geç kalmışlardı. Kanadalı pilot Lance Stroll kariyerinde ilk kez sıralama turunda birinci oldu. Verstappen son denemesinde Perez’i yerinden etti ve 2. oldu. Sonuç olarak Racing Point yarışa avantajlı başlamak için müthiş fırsat elde ettiler. Red Bull antrenmanlarda iyi olmalarına rağmen sıralamada birkaç sıra geri gitti. Renault’dan Ricciardo formunu sürdürmeyi başardı.  Mercedes yağmurda iyi olmadığını bir kez daha gösterdi. Alfa Romeo’dan Q3de de sürpriz bekledim ama bu sefer beni yanılttılar.



Yarış.

Benim fikrim yarışın Racing Point, Red Bull, Mercedes ve Renault arasında geçeceği yönündeydi. Fakat İstanbul beni tekrar yanılttı. İstanbul’da yağmur bu sefer yarış öncesi yağdı. Yarışa başlamadan önce pist çok ıslaktı ve hemen hemen tüm pilotlar mavi lastiği tercih etti. Startta Racing Point takımı çok iyi kalktı ve Stroll / Perez ikilisi uzun süre bir ve ikinci sırayı korumayı başardı. Verstappen kalkmakta çok zorlandı ve yerini kaptırdı. Yarışın sürprizini Ferrari yaptı. Vettel muazzam kalkış yaptı ve 11. Sıradan 3. Sıraya kadar ilerledi. Hamilton yerler ıslak olduğu için uzun süre çok zorlandı. Fakat Bottas ilk virajda spin atarak takım arkadaşı Hamilton’a şampiyonluğu hediye etti. Verstappen aracı kontrol etmek çok zorlandı fakat ona rağmen atak yaparak ilerleme devam etti. Bu ona biraz pahalıya mal oldu. Yarışın 20. turlarında 2. sıraya geçmek için 11. virajda Perez’e karşı atağa kalktı ama spin atarak 6. sıraya kadar geriledi. Racing Point uzun süre liderliği vermedi fakat lastikleri çok iyi koruyamadılar. Bunun sonucunda rakipler çok fazla yaklaştı. Takım pilotları diğer takımlara göre biraz geç pit’e alınca liderliği elde tutmak daha da zorlaştı. Nitekim Lance Stroll pit’ten çıkınca ilk sırayı bir daha hiç göremedi, üstüne daha da kan kaybederek 9.lıga kadar geriledi. Perez tecrübesini konuşturdu ve lastiğini iyi koruyarak ilk sıralarda kalmayı başardı. Yarışın yarısından sonra işler çok değişti. Pist daha da kuruyunca “yarış kontrol” DRS’yi açmaya karar verdi. DRS açılınca 5. sırada olan ve çok zorlanan Hamilton kuruyan zeminle daha da hızlandı. Pit’e girmemeye karar verdi rakiplerini geçerek 1. sıraya kadar ilerledi. Bundan sonra Hamilton birinciliği kimseye vermedi ve kendi emeğiyle 7. kez dünya şampiyonu oldu. Yarışın sonunda 4 araç ilk 2 için yarıştı ama son anda Perez ve Vettel bu sezon ilk kez podiuma çıkmayı başardı.

 

Sonuç ve değerlendirme.

İstanbul Park’ta seyir zevki açısından muazzam bir yarış oldu. Ve birçok ilklere şahit oldu. Hamilton antrenman turlarından itibaren iyi olmamasına rağmen eline geçen fırsatı çok iyi kullandı ve risk alarak ilk sırayı kaptı. Seyircilere neden 7 kez şampiyon olduğunu tekrar hatırlattı sanırım. Perez Racing Point’ta son sezonu olmasına rağmen kendini çok iyi gösterdi. Diğer takımlara transfer olma adına kendi reklamını çok iyi yaptı sanırım. Ferrari, takım patronu Binotto’nun yokluğunda çok iyi iş çıkardı. Binotto neden hala o koltukta oturduğunu tekrar düşünür umarım. Leclerc’da Vettel gibi en arkalardan gelerek 4. oldu. Kendisi çok üzülmüştür çünkü son turda 2.lik için yarışırken son anda hata yaptı ve podiumu takım arkadaşına hediye etti. Sainz son anlarda çok iyi iş çıkardı. Red Bull takımı beklentiyi pek karşılayamadı ve çok fazla hata yaptı. Albon’nun Red Bull koltuğunu başkasına kaptırması an meselesi. Leclerc’dan sonra yarışın 2. kaybedeni Stroll sanırım. Psikolojik olarak çok baskı hissettiğini düşünüyorum. Yoksa Perez kadar iyiydi o da. Bir başka kaybeden de Bottas sanırım. DRS açıldıktan sonra Fin sürücü Hamilton kadar fark yaratamadı ve bence günün hayal kırıklığıydı. Sıralama turlarında herkesi şaşırtarak ilk 10a giren Renault ve Alfa Romeo takımları yarışta da şaşırtılar ama bu sefer tam tersi oldu. İstanbul Park bu senedeki sonuçlarla gelecek yıl takvimde yer almaya bir adım daha yaklaşmış olabilir. Zira izleyici açısından çok zevkli olduğu kesin. Bana göre gelecek yıl takvimde ya İstanbul Park olmalı ya da Sepang (Malezya) olmalı. Bakalım maddi açıdan kim çabuk davranacak.



Yorumlar

Popüler Yayınlar