Nitelikli
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Bir Başkadır: İstanbul'un iki farklı yüzü
Yönetmen & Senaryo: Berkun Oya
Tür: Drama
Oyuncular: Öykü Karayel, Fatih
Artman, Funda Eryiğit
Ülke: Türkiye
Kanal: Netflix Türkiye
Netflix’in yeni yerli dizisi Bir Başkadır bambaşka hayatlar yaşayan bir grup insanın yollarının kesişmesiyle değişen yaşamlarını konu alıyor. Bu karakterler ya yeni bir yola yürümek ya da karmaşık bir geçmişle hesaplaşmak zorunda kalacaklar.
Hikâye.
Dizi
geçmişten günümüze kadar tüm gerçekleri yüzümüze vuruyor. Gerçek bir Türkiye’yi
ele alıyor. Bir tarafta muhafazakâr aile ve mahalle, bir tarafta yalnız ve
sahte hayatlar yaşayan modern insanları görüyoruz. Aynı şehirin iki farklı
yüzü. Ama iki tarafın da buluştuğu ortak nokta var. Hesaplaşamadığı ya da
hesaplaşmaktan kaçıp bastırılan geçmiş yüzünden bu günü zehir ediyorlar. Ya da
duygular onların başına bela oluyor. Diziye biraz yakından detaylı bakış
atalım…
Dizi muhafazakâr
ailede büyüyen Meryem’le açılışı yapıyor. Meryem ablamız zengin ve ne iş
yaptığı belli olmayan bir adamın evinde temizlikçi olarak çalışıyor. Gerçekten
de Sinan beyin ne iş yaptığını anlamadık. Meryem ablamız birkaç kez bayılma
geçirdiği için onu psikoloğa yönlendiriyorlar. Burada da karşımıza zengin ama
mutsuz ve yalnız olan Peri ablamız sahneye çıkıyor. Meryem önce Peri ablamıza
güvenemiyor ama daha sonra içine bastırdıklarını yavaş yavaş anlatmaya
başlıyor. Başı kapalı olduğu için Peri Meryem’e biraz ön yargılı yaklaşıyor.
Üstüne Meryem hacı hoca muhabbetlerini anlatınca Peri tamamen olaydan kopuyor.
Çünkü Peri ablamızda birçoğumuzda olduğu gibi kapalı kadınlara karşı ön yargı
var. Tamamen bizden biri değil mi sizce de? Seanstan sonra Peri ablamız olayı
başka psikolog arkadaşına anlatıyor. Kadın da cevabı yapıştırıyor Peri’ye. "Takmış
kızın tesettürüne kendisi kafasında çuvalla geziyor haberi yok". Keşke
Peri’nin yüzüne söyleseydi Gülbin ablamız ama söylemedi. Oyuncu arkadaşı Melisa
Peri’ye kadına karşı ön yargılı olduğunu söyledi fakat ilk önce kabul etmedi.
Daha sonra kafası yerine geldi Peri ablamızın.
Bölümler
ilerledikçe Meryem’in ailesini görmeye başlıyoruz. Her zaman sinirlenebilen
abisi Yasin ve biraz deli biraz psikopata bağlayan yengesi Ruhiye sahneye
çıkıyor. Ruhiye geçmişte yaşadıkları yüzünden biraz kafası gitmiş bir ablamız.
Bu durum bütün aileyi etkilemiş olmalı ki eşi Yasin her zaman gergin, oğlu
İsmail konuşamıyor, Meryem ablamız sürekli bayılıyor. Aile sahnelerini
izlediğimde sürekli gerilen bir ben değilimdir herhalde. Hele o köye giderken
araba sahnesi. Bir sağ kalabilen kızı Esma ama onun da konuştuğunu pek
göremedik. İlk başlarda pek anlamasak da bölümler ilerledikçe Ruhiye’nin
geçmişte hesaplaşamadığı bir olay yüzünden bu durumda olduğunu görüyoruz. Daha
sonra köyüne gidiyor ve geçmişiyle hesaplaşıyor. Daha sonra mutlu şekilde evine
dönüyor. Ruhiye mutlu oldukça aile de mutlu oldu biz de gerilmekten kurtulduk :))
Mahallede
herkesin derdini çözen ama kendi derdini çözmekte zorlanan hocamız var. Ali
Sadi Hoca. Herkes derdini ona anlatıyor. Namazında niyazında bir hoca. Ama bir
kızı var ki herkes için biraz ters köşe olmuştur. Aile yapısı yüzünden
kapandığını düşündüğümüz kızımızı önce bir kadınla gece kulübünde görüyoruz. İlk
başta pek ihtimal vermesem de bölümler ilerledikçe anladık ki kızımız
kadınlardan hoşlanıyormuş. Türk dizisi için biraz iddialı bir durum. Yazarı bu
yüzden tebrik etmek lazım. Kızımız Hayrunnisa Konya’da okuyor ve okulu
bitirdikten sonra İstanbul’a geri dönüyor. Burada Konya’daki kadar rahat ilişki
yaşayamayınca Konya’ya geri dönmeye karar veriyor. Kadın babasının yanından
başını açarak ayrılıyor ama babası hiç tepki göstermiyor. Bu sahne için de
alkışlamak lazım çünkü pek gördüğümüz bir şey değil bence.
Değinmek
istediğim son bir konu da Nesrin Cavadzade’nin oynadığı Melisa karakteri.
Melisa bir dizi oyuncusu. Oynadığı diziden bahsederken dizide para için
oynadığını ve berbat dizi olduğunu söylüyor. Ve kötü dizilerin tuttuğunu
savunuyor. Melisa’nın dizisi yayınlanırken diğer kanalda da Çukur dizisi
yayınlanıyor. Nesrin’in Pazartesi yayınlanan Yasak Elma dizisinde oynadığını ve
aynı gün farklı kanaldan Çukur dizisinin yayınlandığını düşünürsek o
söyledikleri Yasak Elma dizisine bir gönderme olabilir. En azından ben öyle
düşünüyorum.
Oyuncular.
Oyuncular
açısından yorum yapmak gerekirse öncelikle oyuncu kadrosu Şampiyonlar Ligi
gibi. Kimler girdi kimler geçti… Başrol oyuncumuz Öykü Karayel muazzam karakter
ortaya çıkarmış. Konuşma tarzı, mimikleri, kıyafeti muhteşem. Funda Eryiğit’e
ayrı parantez açmak lazım. Kadın repliğe ihtiyaç duymadan muazzam işler ortaya
çıkardı. Fatih Artman’ı her izlediğimde gerilmemek mümkün olmadı. Defne
Kayalar’ın dizilere geri döndüğünü görmek güzel, uzun zamandır böyle önemli
rollerde görmemiştim kendisini Medcezir’den beri. Tülin Özen "Takmış kızın
tesettürüne kendisi kafasında çuvalla geziyor haberi yok" repliğiyle çok
fazla konuşulacaktır bence. Bige Önal’ın oynadığı karakter önemli yerlerde öne
çıktı: Kadınlardan hoşlanıyor olduğunu öğrendiğimizde ve başını tamamen
açtığında. Settar Tanrıöğen Esme Madra, Gökhan Yıkılkan, Nesrin Cavadzade,
Gülçin Kültür Şahin, küçücük rollerde karşımıza çıkan Öner Erkan, Nur Sürer,
Taner Birsel, Nihal Koldaş, Aziz Çapkurt… Herkes, başrolünden yardımcı oyuncusuna
herkes o kadar iyi ki. Oyunculuk açısından çok zengin.
Sorunlar.
Evet, dizi
güzel ama hikâye açısından sorunlar da vardı bana göre. Bazı hikâyelerin
tamamen anlatılmadığını, yarım kaldığını gördüm. Mesela Psikolog Gülbin
ailesiyle falan birçok kez tartışma yaşadı. En azından ben konuyu hiç
anlamadım. Sorun ne, neden tartışıldı hiçbir fikrim yok. Diğer psikolog Peri
kapalı insanlara neden önyargılı davrandı? Neden Meryem’e Hazal dedi? Hazal
kim? Hiçbir fikrim yok. Sinan’ın annesiyle sıkıntısı ne? Neden tartıştılar?
Anlamadım. Hocanın eşi neden bir anda öldü onu da anlamadım. Zar zor anladığım
konu Ruhiye’nin geçmişi. Onu da zar zor anladım, ben en azından. Bunlar
planlanarak mı yapıldı bilmiyorum ama izleyici açısından anlaması kolay değil. Bir de dizide ses sorunu vardı, sesi tamamen açmama rağmen anlaşılmayan yerler oldu. Bu da sesçi arkadaşlara eksi yazar.
Sonuç.
Bence dizi
dijital platforma yapılan diziler arasında güzel bir yere sahip olacak. Bence
Netflix’in yayınladığı Türk dizileri arasında en iyisi. Diğer platformlar
açısından bakarsak yeri biraz tartışılır. Sonuç olarak ortalamanın üzerinde bir
dizi ve hikâyesi ile akılda kalabilecek nitelikte. Oyunculuk açısından muhteşem
hatta en iyiler ile yarışır diyebiliriz. Diyaloglar o kadar gerçekçi ki.
Günümüzde kimse kimseyi dinlemiyor ve kolay kolay muhabbet edemiyorsunuz.
Meryem’in ailesi ile olan diyalogları mesela muazzam. Biri soru soruyor öteki
cevap vermiyor, sonra cevap alamadığı için sinirleniyor ve ortam geriliyor.
Diyaloglar günümüzün gerçek resmi diyebiliriz. Çekimler açısından bakarsak Bir
Başkadır İstanbul’u, bitmemiş inşaatlar, çok güzel bir manzarayı engelleyen
endüstriyel çöplüklerin gölgesinde geçişlerle tanımlamayı seçen görselliğini,
70’ler sonu 80’ler başı köylü-kentli çatışmasını merkeze alan sosyal gerçekçi
Yeşilçam filmleri ve TRT’nin erken dönem mahalle dizileri gibi bir ses bandına
bulayıp, kaygı verici zoomlar ve aslında neye baktığını yol üstünde bulan
panlarla kendine has bir anlatım diline büründürüyor. Sanki tüm bu karakterleri
içine alan şehir, tüm bu karakterlere bakan gözün de kendisi. Bu yüzden son
alkışımız da kamera arkasında çalışan tüm ekibe gelsin.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popüler Yayınlar
Süper Lig’de haftaya damga vuran derbi | Fenerbahçe-Beşiktaş maç analizi.
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İLKLERİN EV SAHİBİ: İSTANBUL PARK
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder